İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku11 dakika okuma

Türkiye'de İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku: Güncel Gelişmeler ve Dönüşümler (2025)

Adem Dege
Adem Dege
YÖNETİCİ2 gün önce
Türkiye'de İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku: Güncel Gelişmeler ve Dönüşümler (2025)

Türkiye'de İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku: Güncel Gelişmeler ve Dönüşümler (2025)

Türkiye'de iş ve sosyal güvenlik hukuku, gerek küresel ekonomik gelişmeler gerekse iç dinamikler ve sosyal ihtiyaçlar doğrultusunda sürekli bir değişim ve gelişim içerisindedir. Dijitalleşme, esnek çalışma modelleri, enflasyonist baskılar ve demografik değişimler, bu alanlardaki hukuki düzenlemelerin ve uygulamaların güncelliğini korumasını zorunlu kılmaktadır.

I. İş Hukukunda Güncel Eğilimler ve Düzenlemeler

İş hukuku, işçi ile işveren arasındaki ilişkileri düzenleyen kurallar bütünüdür. Son dönemde özellikle istihdamın teşviki, esnek çalışma modelleri ve uzaktan çalışma gibi konular gündemi meşgul etmektedir.

A. Esnek Çalışma Modelleri ve Uzaktan Çalışma

  • Uzaktan Çalışma Yönetmeliği ve Uygulamaları: Pandemi döneminde hızla yaygınlaşan uzaktan çalışma, normalleşme sürecinde de kalıcı hale gelmiştir. 2021 yılında yürürlüğe giren Uzaktan Çalışma Yönetmeliği, uzaktan çalışmanın esaslarını (sözleşme, iş araçları, giderlerin karşılanması, iletişim vb.) belirlemiştir. 2025 itibarıyla, uzaktan çalışmanın işçi-işveren ilişkileri üzerindeki etkileri, özellikle iş sağlığı ve güvenliği, çalışma süreleri ve işyeri kültürü açısından derinlemesine analiz edilmeye devam etmektedir. Bu alanda yaşanabilecek yeni uyuşmazlıklar ve Yargıtay kararları beklenmektedir.

  • Kısmi Süreli Çalışma, Çağrı Üzerine Çalışma: İş Kanunu'nda yer alan kısmi süreli ve çağrı üzerine çalışma gibi esnek modeller, özellikle gençlerin ve kadınların istihdama katılımını artırmak amacıyla teşvik edilmektedir. Ancak, bu modellerin iş güvencesi, sosyal güvenlik hakları ve sendikal örgütlenme üzerindeki etkileri tartışma konusu olmaya devam etmektedir.

B. İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG)

  • Dijitalleşmenin İSG'ye Etkileri: Dijitalleşme, bir yandan tehlikeli işlerde insan gücünü azaltarak İSG risklerini düşürürken, diğer yandan yeni ergonomik sorunlar (dijital yorgunluk, göz sağlığı vb.) ve psikososyal riskler (iş yükü, yalnızlık vb.) yaratmaktadır. Bu alanda yeni risk değerlendirme yaklaşımları ve mevzuat güncellemeleri beklenmektedir.

  • Psikososyal Riskler ve Mobbing: İşyerinde psikososyal riskler, stres, tükenmişlik ve mobbing gibi konular, iş sağlığı ve güvenliği mevzuatının daha fazla odaklandığı alanlardır. Mobbing'e karşı yasal koruma ve farkındalık çalışmaları devam etmektedir.

  • Denetimlerin Artırılması: Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu tarafından yapılan denetimler, özellikle inşaat ve madencilik gibi riskli sektörlerde artırılmış olup, ölümlü iş kazalarının önüne geçilmesi temel hedef olmaya devam etmektedir.

C. İş Güvencesi ve İşten Çıkarma

  • Belirli Süreli İş Sözleşmeleri: Belirli süreli iş sözleşmelerinin kötüye kullanımı ve iş güvencesi hükümlerinden kaçınma girişimleri, Yargıtay içtihatlarıyla ve denetimlerle kontrol altında tutulmaya çalışılmaktadır. Zincirleme belirli süreli sözleşmelerin belirsiz süreliye dönüşmesi ilkesi önemini korumaktadır.

  • İşten Çıkarma Sebepleri ve Kıdem/İhbar Tazminatı: İşten çıkarma süreçleri, özellikle haklı ve geçerli fesih sebepleri ile kıdem ve ihbar tazminatları, iş hukukunun en sık uyuşmazlık yaşanan alanlarındandır. Yargıtay'ın güncel kararları, bu konulardaki uygulamalara yön vermektedir. Özellikle performans düşüklüğü, ekonomik nedenlerle fesih gibi konularda ispat yükümlülüğü ve yargısal denetim önem arz etmektedir.

D. Sendikal Haklar ve Toplu İş İlişkileri

  • Sendikalaşma Oranları: Türkiye'de sendikalaşma oranları, özellikle özel sektörde, istenilen düzeyde değildir. Sendikal örgütlenmenin önündeki engeller ve işverenlerin sendika karşıtı uygulamaları devam eden sorunlardır.

  • Toplu İş Sözleşmesi Süreçleri: Enflasyonist ortamda ücret artışları, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin daha çetin geçmesine neden olmaktadır. Grev yasakları ve uyuşmazlıkların çözümü mekanizmaları da gündemdeki yerini korumaktadır.

II. Sosyal Güvenlik Hukukunda Güncel Gelişmeler

Sosyal güvenlik hukuku, bireylerin sosyal risklere (hastalık, yaşlılık, işsizlik, iş kazası vb.) karşı korunmasını amaçlar. Türkiye'de Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) eliyle yürütülen sistem, sürekli reformlarla güncel ihtiyaçlara cevap vermeye çalışmaktadır.

A. Emeklilik Sistemi ve EYT Düzenlemesi

  • Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) Düzenlemesi (2023): EYT düzenlemesi, prim gün sayısı ve sigortalılık süresini dolduran ancak yaş şartı nedeniyle emekli olamayan milyonlarca kişiyi emekli etmiştir. Bu düzenlemenin sosyal güvenlik sistemi üzerindeki mali yükü ve uzun vadeli etkileri, 2025 itibarıyla yakından takip edilmektedir. Düzenlemenin sürdürülebilirliği ve gelecekteki emeklilik yaş/prim reformlarının gerekliliği tartışılmaktadır.

  • Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES): Bireysel Emeklilik Sistemi'nin (BES) daha kapsamlı bir versiyonu olarak düşünülen Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES), çalışanların emeklilikte ek gelir elde etmesini sağlamak amacıyla gündemdedir. Bu sistemin işleyişi, katılım zorunluluğu ve fon yönetimi gibi detayları, 2025 ve sonrası dönemde netleşmesi beklenen önemli bir reformdur.

B. Genel Sağlık Sigortası (GSS)

  • Prim Borçları ve Kapsam: GSS prim borçları ve bu borçların yapılandırılması, sigortalılık kapsamı ve sağlık hizmetlerine erişim, özellikle geliri olmayan ve prim ödeme gücü bulunmayan vatandaşlar için önemli bir sosyal güvenlik sorunudur. 2025 itibarıyla, GSS primlerinin gelir düzeyine göre ayarlanması ve borçların affı/yapılandırılması konuları zaman zaman gündeme gelmektedir.

  • Sağlık Hizmetlerine Erişim ve Katkı Payları: Vatandaşların sağlık hizmetlerine erişimi ve ilaç, tedavi için ödenen katkı/katılım payları, sosyal devlet ilkesi açısından sürekli denetlenen ve iyileştirilmesi gereken alanlardır.

C. İşsizlik Sigortası ve İşsizlik Maaşı

  • İşsizlik Fonu'nun Etkin Kullanımı: İşsizlik Sigortası Fonu, işsiz kalanlara maaş ödemenin yanı sıra, istihdamın korunması ve artırılmasına yönelik aktif işgücü piyasası politikalarını (mesleki eğitimler, istihdam teşvikleri vb.) finanse etmede kullanılmaktadır. Fonun etkin ve verimli kullanımı, işsizlik oranlarının azaltılması için kritik öneme sahiptir.

  • Şartlar ve Süreler: İşsizlik maaşı alma şartları (son 3 yılda 600 gün prim, son 120 gün kesintisiz çalışma vb.) ve ödeme süreleri, işsizlik oranlarına ve ekonomik koşullara göre zaman zaman revize edilmektedir.

D. Sosyal Güvenlik Destek Primi (SGDP) ve Kayıt Dışı İstihdamla Mücadele

  • SGDP Düzenlemeleri: Emekli olduktan sonra çalışmaya devam edenler için uygulanan Sosyal Güvenlik Destek Primi, hem sosyal güvenlik sisteminin gelirlerini etkilemekte hem de emeklilerin çalışma hayatındaki yerini belirlemektedir. Bu primin oranları ve uygulama esasları zaman zaman güncellenmektedir.

  • Kayıt Dışı İstihdamla Mücadele: Kayıt dışı istihdam, sosyal güvenlik sisteminin en büyük sorunlarından biridir. SGK, bu alanda denetimlerini artırmakta, ihbar mekanizmalarını güçlendirmekte ve teşvikler yoluyla kayıtlı istihdamı özendirmektedir. 2025 itibarıyla, özellikle hizmet sektöründe ve mevsimlik işlerde kayıt dışılığın azaltılması temel hedeflerden biridir.

III. Gelecekteki Eğilimler ve Beklentiler

  • Dijitalleşme ve Yapay Zekanın Etkileri: İş hukukunda algoritma yönetimi, dijital platformlarda çalışma ve yapay zekanın iş süreçlerine entegrasyonu gibi konular, yeni hukuki düzenlemeleri gerektirecektir. İşsizlik sigortası ve mesleki eğitim politikaları, yapay zekanın yaratacağı istihdam dönüşümüne uyum sağlamak zorunda kalacaktır.

  • Sosyal Güvenlik Açığının Yönetimi: Demografik yaşlanma ve emekli sayısındaki artış, sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilirliğini tehdit eden en önemli faktörlerdir. Gelecekte yeni prim oranları, emeklilik yaşı düzenlemeleri veya ek fonlama mekanizmaları gündeme gelebilir.

  • Sektörel ve Mesleki Bazda Düzenlemeler: Özellikle belirli sektörlerde (örn. bilişim, sağlık) ve mesleklerde (örn. serbest çalışanlar, platform çalışanları) ortaya çıkan yeni çalışma biçimlerine yönelik özel iş ve sosyal güvenlik hukuku düzenlemeleri ihtiyacı artmaktadır.

Sonuç

Türkiye'de iş ve sosyal güvenlik hukuku, dinamik bir alan olup, ulusal ve küresel gelişmeler ışığında sürekli güncellenmektedir. Esnek çalışma modelleri, uzaktan çalışma, iş sağlığı ve güvenliğindeki yeni riskler, emeklilik sisteminin sürdürülebilirliği ve kayıt dışı istihdamla mücadele, 2025 yılı itibarıyla bu alanın en sıcak gündem maddeleridir. Bu hukuki alanın temel amacı, bir yandan işgücü piyasasının dinamiklerini desteklerken, diğer yandan işçi haklarını korumak ve sosyal adaleti sağlamaktır. Mevzuatın sürekli güncellenmesi, yargısal içtihatların gelişimi ve etkin denetim mekanizmalarının varlığı, bu dengenin sağlanması açısından kritik öneme sahiptir.


Yorumlar (0)