Güncel Hukuk Haberleri5 dakika okuma

Kanuni Hakim Güvencesi İlkesi

Hukuk Cemiyeti
Hukuk Cemiyeti
YÖNETİCİ2 gün önce
Kanuni Hakim Güvencesi İlkesi

Kanuni Hakim Güvencesi İlkesi

⚖️ Hukuk Devletinin Teminatı: Kanuni Hakim Güvencesi İlkesi

Kanuni Hakim Güvencesi, bireyin temel hak ve özgürlüklerinin yargı önünde korunmasının anayasal dayanağını oluşturan, hukuk devleti ilkesinin en önemli güvencelerinden biridir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 37. maddesinde açıkça ifade edilen bu ilke, yargılanma hakkının adil ve tarafsız bir zeminde gerçekleşmesini teminat altına alır.

1. Kanuni Hakim Güvencesinin Hukuki Temeli ve Kapsamı

Kanuni Hakim Güvencesi, özetle, hiç kimsenin tabi olacağı mahkemeyi kanundan başka bir yolla belirlenemeyeceği anlamına gelir. Anayasa'nın 37. maddesi şöyle der:

> “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz. Bir kimseyi kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarma sonucunu doğuran yargı yetkisine sahip olağanüstü merciler kurulamaz.”

>

Bu hüküm, iki temel prensibi bünyesinde barındırır:

A. Mahkemenin Kanunla Kurulması İlkesi (Lex Certa)

Bir davanın görüleceği mahkemenin, yetkili ve görevli kılınacak hakimin/mahkemenin, davanın doğmasından önce ve genel nitelikteki bir kanunla belirlenmiş olması zorunluluğudur. Bu, mahkemenin uyuşmazlığa özgü veya olaydan sonra kurulmasını engeller.

Amaç: Bireylere, herhangi bir uyuşmazlık veya suç isnadı ortaya çıkmadan önce, hangi mahkemede yargılanacaklarına dair önceden açık ve kesin bilgi verilmesini sağlamaktır.

B. Olağanüstü Yargı Mercilerinin Yasaklanması

İlkenin ikinci ve kritik yönü, olağanüstü mahkemelerin (İhtisas Mahkemeleri değil, Anayasa'ya aykırı olarak kurulan özel ve geçici mahkemeler kastedilmektedir) veya yargı yetkisine sahip özel mercilerin kurulmasının kesinlikle yasaklanmasıdır.

Amaç: Yürütme organının veya siyasi iradenin, mevcut kanunla belirlenmiş mahkemeleri bypass ederek, belirli kişi veya olaylara özel yargılama mekanizmaları oluşturarak yargıyı araçsallaştırmasını engellemektir. Bu, yargı bağımsızlığını ve tarafsızlığını korumanın temel şartıdır.

2. İlkenin Amacı ve İşlevi

Kanuni Hakim Güvencesinin temel amacı ve hukuk devleti içindeki işlevi şu noktalarda yoğunlaşır:

* Keyfiliğin Önlenmesi: Yasama veya yürütme organlarının, yargılama sürecine müdahale ederek kendilerine uygun, lehte veya aleyhte karar verecek hakim/mahkeme seçmesini (hakim kaçırma) engeller.

* Yargı Bağımsızlığının Teminatı: Yargı yetkisinin yalnızca kanunla kurulmuş, bağımsız ve tarafsız mahkemeler tarafından kullanılacağını garantileyerek, yargı bağımsızlığını güçlendirir.

* Hukuki Güvenlik: Bireye, hukuki süreçlerinin önceden belirlenmiş, nesnel kurallar çerçevesinde işleyeceği konusunda bir güven duygusu verir. Bu sayede kişiler, hangi hakimin vereceği kararın sonucunu etkilemek gibi kaygılar taşımaz.

* Doğal Hakim İlkesi ile İlişkisi: Kanuni hakim ilkesi, temelini tarihsel olarak Doğal Hakim İlkesi'nden alır. Doğal Hakim İlkesi, yargılama makamının uyuşmazlık doğmadan önce kanunla belirlenmiş olmasını ifade ederken; Kanuni Hakim Güvencesi, bu doğal mahkemelerden başka hiçbir yargı mercii kurulamayacağı yönündeki anayasal yasağı içererek korumayı daha da genişletir.

3. Kanuni Hakim Güvencesinin İhtisas Mahkemeleriyle İlişkisi

Kanuni Hakim Güvencesi, uygulamada sıklıkla yanlış anlaşılarak İhtisas Mahkemelerinin kurulmasına engel teşkil ettiği düşünülür. Oysa bu doğru değildir.

İhtisas Mahkemeleri (Örneğin, Fikri ve Sınai Haklar Mahkemeleri, İş Mahkemeleri, Tüketici Mahkemeleri) genel nitelikteki kanunlarla kurulur ve belirli bir alandaki tüm uyuşmazlıkları görmek üzere nesnel bir şekilde görevlendirilir. Bu mahkemelerin kurulması, uyuşmazlığın olaydan sonra, kişiye özel bir yargılama organı kurulması anlamına gelmediği için Kanuni Hakim Güvencesini ihlal etmez. Tam tersine, kanunla önceden belirlendikleri için bu ilkenin gereğini yerine getirirler.

Sonuç

Kanuni Hakim Güvencesi, salt bir usul kuralı olmanın ötesinde, Anayasal bir güvence olarak bireyin yargılama hakkının özünü teşkil eder. Bireyin hangi mahkemede ve kimin tarafından yargılanacağını kanunun belirlemesi, devletin gücünün keyfi kullanımına karşı en önemli fren mekanizmasıdır. Bu ilkenin eksiksiz uygulanması ve korunması, Türkiye'de ve tüm modern hukuk devletlerinde adil yargılanma hakkının ve nihayetinde hukuk devleti idealinin sürdürülebilirliği için vazgeçilmez bir koşuldur.

Yorumlar (0)